3'lü görüşme Rum siyasetinde nasıl yankılandı, kim ne dedi?

Haber Merkezi: M. İrşad Esen

New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs Rum lider Nikos Hristodulidis ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar arasında gerçekleştirilen üçlü görüşme, Kıbrıs sorunu üzerine yeni bir diyalog penceresi açtı.

Görüşmeye yönelik tepkilerde dikkat çeken unsurlar, müzakerelerin genişletilmesi ve yeni sınır kapılarının açılmasının gündeme gelmesi oldu.

New York’taki üçlü görüşme sonrasında yeni sınır kapılarının açılması ve garantör ülkelerin katılımıyla genişletilen müzakereler olumlu adımlar olarak görülse de, taraflar arasında çözüm konusunda derin ayrılıklar devam ediyor. 

RUM TARAFINDA NASIL YANKILANDI?

Üçlü görüşme sonrası Rum siyasilerden ve partilerden yorumlar yapıldı.

Rum lider Hristodoulidis bugün yaptığı açıklamada, temel anlaşmazlıkların hala devam etmesine rağmen sonuçtan memnun olduğunu belirtti.

Hristodoulidis, esas odak noktasının taraflar arasındaki diyaloğun sürdürülmesi olduğunu, bunun başarıldığı şeklinde değerlendirildiğini söyledi.

Hristodulidis, çeşitli konuların "açıkça görüşüldüğünü" ancak Tatar'dan yeni bir şey duymadığını da öne sürdü.

Olumlu gelişmeler sorulduğunda ise Hristodoulidis, "henüz orada değiliz" yanıtını verdi.

Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, 22 Ekim'de siyasi partilere bilgi vermek üzere Ulusal Konsey toplantısı yapılacağını duyurdu.

Letimbiotis ''Mutabık kalınan çerçevede müzakerelerin yeniden başlatılması hedefine olan bağlılık sabittir, Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki arzumuz hepimizin ortaktır, aynı şekilde çabanın da ortak olması gerekir'' ifadelerini kullandı.

DİSİ MEMNUN...

DİSİ Lideri Annita Demetriou bu görüşmeleri olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Özellikle BM Genel Sekreteri'nin sürece devam etme konusundaki kararlılığına dikkat çeken Demetriou, yeni sınır kapılarının açılmasını ve müzakerelerin genişletilmesini memnuniyetle karşıladı. Demetriou, "Üçlü toplantının sonucu, BM kararları ve ilkeleri temelinde Kıbrıs sorununa çözüm için anlamlı müzakerelerin yeniden başlatılması çabasında olumlu bir adımdır" ifadesiyle, sürecin anlamlı müzakerelere dönüşmesi gerektiğini vurguladı.

Demetriou ayrıca, Yunanistan, Türkiye ve İngiltere gibi garantör ülkelerin müzakerelere katılımıyla konunun daha geniş bir uluslararası çerçeveye taşınmasının önemli olduğunu belirtti. Bu bağlamda BM'nin kararlılığı ve garantör ülkelerin rolü, çözüm arayışında kilit noktalar olarak değerlendirildi.

Eski DİSİ lideri Averof Neophytou, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada gelişmeleri olumlu bulduğunu ancak ''genişletilmiş kompozisyonlar'' kavramının nasıl uygulanacağı konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Yeni sınır kapılarının açılmasını ise olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

AKEL: KALDIĞI YERDEN DEVAM ETMELİ

Sol görüşlü AKEL partisi, BM'nin çabalarını destekleyerek Guterres'in toplantıların devamını sağlama konusundaki kararlılığını takdir etti. Ancak AKEL, "Rum tarafının varılan çözüm zeminine bağlılığı sürdürerek, müzakerelerin Crans-Montana’da kesintiye uğradığı noktadan devam etmesini istemeliyiz" açıklamasıyla, Kıbrıs sorunundaki temel çözüm yolunun kesintiye uğradığı noktadan yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.

YEŞİL PARTİ: ÇÖZÜME KATKI SAĞLAMAYACAK

Yeşil Parti, görüşmeye olumlu yaklaştı ancak sınır kapılarının açılmasının Kıbrıs sorununun çözümüne anlamlı bir katkı sağlamayacağını savundu. Ayrıca, BM'nin Tatar’ın iki devletli çözüm önerisi karşısındaki sessizliğine tepki gösterdi. ''BM Genel Sekreteri neden işgalci lideri sorumlu tutmaktan kaçınıyor?'' sorusu, Yeşil Parti’nin eleştirilerinin merkezinde yer aldı.

DEPA OLUMLU KARŞILADI

DEPA Başkanı Marios Garoyian da, ''Tatar'ın masaya aynı eski tutumları getirmesine rağmen'', Hristodulidis'in çabalarını överek yemeğin sonucunu memnuniyetle karşıladı .

Parti açıklamasında, ''BM Genel Sekreteri’nin, jeopolitik gelişmelerin birçok alanda yaşandığı bir dönemde bizzat müdahil olması, Kıbrıs meselesinin BM gündemindeki önemini ortaya koymaktadır'' dedi.

DEPA, garantör taraflarla birlikte yeni bir gayrı resmi toplantıyı olumlu buldu ancak, Avrupa Birliği'nin katılmasını da önerdi. 

ELAM RİSKLİ BULDU

Aşırı sağcı Elam, "bizim tarafımız için çok büyük riskler var" açıklamasını yaptı.

Parti açıklamasında, "Sadece Türkiye'ye hizmet eden bir sürece sürükleniyoruz. Üstelik Türkiye'nin bu gayrı resmi çabayı yeni bir tren kazasına dönüştüreceği bir ortamda, tarafımıza ne fayda sağlanacağını veya yeni kayıpların ne olacağını kimse bilmiyor. Gelişmeler Kıbrıs Helenizminin çıkarlarının korunmasına değil, tam tersine onun yıkımına yol açacaktır.'' denildi.