"Madencileri görünce sevinmiştik... Ama onlar, 'buradan canlı çıkamaz' diye ağlayarak çıktılar"

24 Aralık 2024

Güncelleme: 24 Aralık 2024

A
A

İsias Otel duruşmasında, ailelerin beyanları alınıyor. Aileler, otelin durumunun bilim ile ispatlandığını belirterek; mahkemeden bilinçli taksir kararı vererek kendilerini bir kez daha öldürmemelerini istedi.

ZgotmplZ

Adıyaman 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki İsias Otel davasının duruşmasında, otelde hayatını kaybedenlerin ailelerinin dinlenmesine devam ediliyor...

Serap İş:

Bu katil Ahmet Bozkurt ve ailesi katildir. Nasıl bir bina yaptıklarını biliyorlar. Bunlar Adıyaman’dan kaçtı, çünkü suçlarını biliyorlar. Bir çocuğumu öldürdüler, diğerinin gözündeki ışığı söndürdüler. Otelde kalıyorlar gerekçesiyle olası kasta gerek görülmedi. Ailenin beyanı olası kasta ne yazık yön vermedi. Olası kastla gerçek adalet istiyoruz.

Ozan Dağlı:

İsias, Adıyaman'da yıkılan, kum yığınına dönen tek bina. Otopsi raporuna göre bir çoğu boğularak hayatını kaybetti. 72 yasındaki Ahmet Bozkurt yaşı kadar kayba neden oldu. Benim eşim ve iki evladım vardı. Ben kısasa kısas istiyorum, daha az olmamalı, mümkün mü? En azından olası kasttan aşağısı kabul değildir...

Hilal Efe - Rehber annesi

Anne babaların en değerli varlıkları evlatları... Biz onları kum yığınının altında bıraktık. 72 canın bedeli birkaç yıl cezaevinde kalmak olmamalıdır. Biz evlatsız kaldık. Anne - baba vasıflarımız alındı...

Hilal Düzgünce- Rehber Annesi

Bunun, gördüğüm her şeyin her zaman bir rüya olmasını istiyorum. Evinizde saat 5’te yanan ışığın heyecanını hiç yaşadınız mı? Her şeyi dinledik, gördük, yaşadık. Hayatımda ilk kez bunlara şahit oluyorum. Şuradan küçücük bir pencereden bize bakmaya cesaret eden, bu ölüm taşlarını tek tek döşeyenlere hayret ediyorum. 11 yaşında oğlumun ayağına yanlışlıkla bastığımda "sevgimi incittin" demişti. Siz bizim sevgimizi incittiniz. Ben her gün Zincirlikuyu’dayım. Bizim mahremiyetimize kadar girdiniz, en özel duygularımızı burada dinlediniz ve her seferinde temcit pilavı gibi aynı şeyleri önümüze getirdiniz. Bana nefret duygularını aşıladılar. Bizi lütfen sevindirin, yüzümüzü bir an olsun güldürün, 72 canın hayallerine ses verin. En doğru kararı vereceksiniz.

Meriç İçme:

14 yaşında oğlumu kaybettim. Enkaza ilk gidenlerdendik. Enkazı gördüğümde böyle bir şeyi hayal edemezdim, inanmadık. 11 ilde deprem oldu, gezin bakın, böyle yıkılan bina var mı? Bu otel kum yığınına döndü, bir delik bulamadık çocuklarımıza ulaşmak için... Bir hafta uykusuz çocuklarımızı aradık. Sivil Savunma, madenciler vardı. Madenciler geldiğinde sevindik, daha uzman dedik, ama ağlayarak oradan çıktıklarını gördük, buradan bir canlı çıkamaz dediler. Gözlerimizle gördük, bire bir yaşadık. Yüce mahkemeye güveniyoruz. En ağır şekilde müebbet istiyoruz...

Sertaç İpekçioğlu:

Bu dünyada iki türlü adalet vardır... Biri ilahi adalet; aslında öngöremediğimiz adalettir. Mutlu ve şampiyon olarak çocuklarımız buraya geldi, ama ölümle sonuçlandı. Bir de insanoğlunun yarattığı adalet vardır. Burada yaşanan bilimle ispatlandı. Adalet mülkün temelidir, yani bir devletin sahip olabileceği en kutsal değerdir...

Pervin İpekçioğlu

Biz burada insanlığın öldüğünü, insanlığın parayla satıldığını, sahtekarlıkla çocuklara mezar yapıldığını öğrendik. Elimizde sahte bir ruhsat var. Burası ikinci deprem bölgesi. Ben hukukçuyum, ben havadan doçent olmadım ve olası kastla bilinçli taksirin ne olduğunu iyi bilirim. Bunu anne yüreğiyle söylemiyorum. Bu kişilerin yaptıklarından, fiillerle olası kast diyorum. Ben canlı çıktım, 3-4 metre ötedeki kızıma ulaşamadım...

Enver Karakaya:

Sizden bu annelerin feryadına ve taleplerine karşılık vermenizi istiyorum. Bu işi fazla konuşmayan babalara bırakmayın.

Ruşen Karakaya:

Bir ikimiz birbirinden ayrılmayan bir ikiliydik. Hepimiz çocuklarımızı kum yığınının altından aldık. Buna nasıl bilinçli takdir diyebilirsiniz? Size yalvarıyorum, gerçek cezayı verin ki başka çocuklar ölmesin. O kalemi alıp imzaları atarken iki kez düşünsünler. Çocuklarımıza verdiğimiz sözümüzü tutmamıza yardımcı olun...

Fatma Karasel:

Bozkurt ailesi bile isteye yaptıkları ile bizden sevdiklerimizi aldı. Olası kastla yargılama istiyorum, adalete güveniyorum...

Volkan Koç – Rehber Babası

Baba ve oğulu bir daha gün yüzü göremeyecekleri için yan yana karşımıza oturtmuşsunuz. Size teşekkür ederim. Olası kast istiyoruz...

İhsan Nurluöz:

Yasaya aykırılıklar dosyada mevcut, bunların hepsi kanıtlandı. Türkiye’de bu kadar çok usulsüzlük ve bilime aykırılığın olduğu başka dava yok gözlemlediğimiz kadarıyla... Bizim davamız emsal olmalı, burada olası kast çıkmazsa başka hangi davada çıkacaktır. Vereceğiniz ceza ne olursa olsun, ne acımı ne de özlemimi dindirecek. Mücadelemiz, gelecek nesiller içindir. Bu enkazda birçok genç, küçük çocuk yardıma muhtaçken, tek derdi otelinin para kasası olan kişi veya kişilerin ne kadar ahlaklı olduğunu size bırakıyorum. Ahlak ve adil olmak önemli, ben de öğretmen olarak bunları öğretiyorum. 

Esra Özberkman:

Kum yığınından çıkan bir kişiyim. O otelde olduklarını varsayarak bilinçli taksir dediniz sayın savcı... Kim gördü orada olduklarını? "Binlerce insan öldü, siz 72 canın derdine mi düştünüz?" diyenler oldu. Bizim savaşımız sizin çocuklarınız için, 80 milyonluk Türkiye içindir, sizler içindir. Sadece size güvenmek istiyorum.

Tayıp Özberkman:

Ben en değerlisini kaybeden bir baba olarak, kimsenin sevdiklerini kaybetmesini istemiyorum. Bunun için de yalan beyanlara değil, bilimin ışığındaki bilgilere itibar edilmesini talep ediyorum. Kamu görevlilerinin dosyasının davaya eklenmesini istiyorum. Başka 6 Şubatlar olmaması için gereğini yapıldığını ve olası kastın uygulandığını görmek istiyorum.

Uğurtan Tan – Rehber Yakını

Ahmet Bozkurt otelini kusursuz yaptığını söyledi, madem öyle otel neden şu an yok, 72 can neden yok? Çocukların soğuktan öldüğünü söyledi. Benim oğlum eksi derecelerde yattı ve evine döndü... Çocuklarımız nefessiz kaldı. Nasıl kurtulacaklarını biliyorlardı depremde, ama yaşam üçgeni yoktu. Raporlar ortada. Yüreğim yanıyor. Her gün odasına gidiyorum oğlum orada mı diye... İlaçlarla ayakta duruyorum, uyuyamıyorum, oğlumu istiyorum. Oğlumun adı Umut Ulaş Tan, umut olsun istiyorum. Oğlum geri gelsin...

Mehmet Tülek:

Tuhaf olan, şu aşamada bizim mücadele vermemiz gerekiyor. Yasımızı tutamadık, acımız yaşayamadık. Kendi gözlerimizle gördüklerimizi kanıtlamaya, avukat, mühendis olmaya çalıştık. Bir binanın yıkılmasına neden olabilecek ne varsa her şey var İsias’ta, daha da fazlası var: Usulsüzlük, sahtekarlık var, projesi olmadan konuttan devşirme otel var... Bu ruhsatın nasıl alındığını herkes biliyor. Binanın yıkımına neden olabilecek her şey var, ama ceza yok. Bilinçli taksirden 20 yıl verdiniz değil mi, bunun yatarını hepimiz biliyoruz. Biz gerçek biz ceza istiyoruz. Ben adalet istemiyorum aslında, adalet net! Onları o kum yığınına gömmek aslında... Beni vicdanımla baş başa bırakmayın, bu adamların dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezdiklerini göstermeyin bana. Bu adamlar oradaydı, ama yardıma gelmediler, kasa aramaya geldiler. Otelde kalmalarını hafifletici neden olarak sunmayın...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar