Özerdağ: Kamuda denetim ve kurallara uymayanlara yargı denetimi zorunlu

16 Eylül 2024

Güncelleme: 16 Eylül 2024

A
A

Adli Yıl'ın açılışı nedeniyle düzenlenen törende konuşan Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, kişilerin adalete olan inancının güçlendirilmesi için kamusal alanda denetimin şart olduğunu dile getirdi.

ZgotmplZ

2024-2025 Adli Yılı bugün düzenlenen törenle açıldı. 

Lefkoşa Açık Öğretim Fakültesi’nde yapılan açılış törenine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Ana Muhalefet Partisi Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakan, milletvekilleri ve hukukçular katıldı.

Törende, aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti'nden Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Rıdvan Güleç ve eşi Zekiye Güleç, Adalet Akademisi Daire Başkanı Uğur Parlak ile Azerbaycan İdari Dava Dairesi Başkanı Xagani Mammadov da yer aldı.

Tören, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Barosunu temsilen Baro Konseyi Başkanı Hasan Esendağlı ve Başsavcı Sarper Altıncık birer konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada yaptığı konuşmada, KKTC’nin bir hukuk devleti olduğunu ve hukuka olan saygısına dikkat çekerek, insan hakları gereği buradaki yapının devamı için birlik ve beraberlik içerisinde mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

Ülke için çok önemli kurumlardan biri olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından uygunluğunun teyidine işaret eden Tatar, komisyonun etkin ve ulaşılabilir bir iç hukuk olduğunun kaydedildiğini, komisyonun aldığı kararların zamanında uygulanması için kaynaklar yaratılması gerektiğini belirtti.

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, demokrasilerin güçlenebilmesi için yargı bağımsızlığının olmazsa olmaz olduğunu belirterek, “Yargı kararlarına uyularak gereğinin yapılması hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti açısından önemli bir gerekliliktir.” dedi.

Kişilerin adalete olan inancının güçlendirilmesi, kamu düzeninin daha iyi teşkil edebilmesi ve kişilerin devlete ve geleceğe daha güçlü umutlarla bakabilmesi için kamusal alanda denetimin şart olduğunu dile getiren Özerdağ, “Denetim sonrasında da kurallara uymayanların yargı denetimine getirilmesi zorunludur” dedi.

Konuşmasında ifade ve basın özgürlüğüne de işaret eden Özerdağ, ifade ve basın özgürlüğünün Kıbrıs Türk halkının en temel öğelerden biri olduğunu ve olmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Mülkiye konusuna da değinen Özerdağ, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta yaşanan siyasi sorunların sorumlusu değil mağduru olduğunu söyledi…

Özerdağ, “Son dönemde Kıbrıs sorununun bir parçası olan mülkiyet taleplerinin AİHM kararları ışığında dostane yöntemlerle çözümünün önüne geçilmeye çalışıldığına şahit olmaktayız. AİHM kararlarında yer verilen Kıbrıs'ta yaşanan mülkiyet sorununun Kıbrıs sorunun bir uzantısı olduğu ve Kıbrıs'ta yaşanan gelişmelerin de dikkate alınarak bu sorunun ele alınması gerektiği görüşü karşılık bulmalıdır” dedi. 

Başsavcı Sarper Altıncık da, Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün mahkumların ıslah edilmesine hizmet etmediğini söyleyerek, şartlı tahliye kurallarının verilen cezaları anlamsız hale getirmeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtti. 

Altıncık, nüfusa oranla suç oranının yüksek olduğuna işaret ederek, artışın önüne geçilemediğini söyledi. 

Baro Konseyi Başkanı Hasan Esendağlı ise, keyfi uygulamalara izin verildiği sürece hukuki istikrar veya hukuki güvenliğin olamayacağını vurgulayarak, “Kamu yönetiminde hayati öneme haiz olan liyakat ilkesinin devlet organları tarafından standart ve adil bir şekilde uygulanmadığını.” savundu.

GKRY’de taşınmaz mallara ilişkin yapılan tutuklamaları da hatırlatan Esendağlı, Kıbrıs sorununa çözüm getirilmeden, mülkiyet sorununa ilişkin kişilerin bireysel olarak hedef alındığı cezai yaptırımlara başvurulmasının haklı ve yasal bir tarafı bulunmadığını vurguladı.

Esendağlı, “Bu durum ne hukuki ne de insani açıdan kabul edilebilir değildir” diyerek, devletin ve kurumlarının bu haksız uygulamalara karşı uluslararası toplumun bilgilendirilmesi için gerekli girişimleri yapması ve mağdur vatandaşlarının uluslararası anlamda hak arayışına destek vermesi gerektiğini söyledi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar