Seçil Erzan davası: İşte, Fatih Terim'in ilk kez verdiği ifadenin tamamı...

20 Ağustos 2024

Güncelleme: 20 Ağustos 2024

A
A

Fatih Terim spor dünyasını da karıştıran Seçil Erzan ve 7 sanığın yargılandığı davada ilk kez ifade verdi. Terim, Seçil Erzan'ın getirdiği evrakları okumadan imzaladığını, Denizbank görevlilerinin bilgisi dahilinde tüm işlemlerin yapıldığını söyledi.

ZgotmplZ

Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'nın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim, Denizbank'ın eski şube müdürü Seçil Erzan'ın İstanbul'da görülen 'yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık davasında' ilk kez ifade verdi.

Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'nın eski teknik direktörlerinden olan Terim, bugün müşteki sıfatıyla Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade verdi.

Fatih Terim ifadesinde Denizbank ile çalışmaya nasıl başladığını Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile nerede tanıştığını şöyle anlattı:

  • Yaklaşık 13 yıl kadar önce ben Galatasaray Teknik Direktörü olarak göre yaparken Galatasaray Kulübü ile Denizbank arasında bir anlaşma yapılmış ve bu çerçevede kulüp, Denizbank ile çalışmaya başlamıştı. Buna yakın tarihlerde bir şampiyonlar ligi seyahatinde, uçak yolculuğunda bankanın genel müdürü Hakan Ateş ile tanıştım, o dönemki eşiyle birlikte bir arka sıramda oturuyordu, bana yaklaştı ve kendini tanıttı. Kulüple anlaştık, sizin de hesaplarınızı bizim bankaya taşıyalım hocam” dedi.
  • İlk tepkim olumsuzdu, çünkü yıllardır başka bir bankayla çalışıyordum ve çok sık hesap değiştiren etrafımdaki danışmanları, hizmet aldığım insanları ve firmaları değiştirmeyi sevmem, uzun vadeli güven üzerine ilişkiler kurarım.
  • Hakan Ateş o esnada çok ısrar etti, bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsetti, kulüpteki diğer çalışanların da Denizbank’a geçtiğini anlattı, bunun üzerine ben de diğer bütün kulüp çalışanları gibi bazı banka hesaplarımı Denizbank’a aktardım. Sonrasında Hakan ile arkadaş da olduk, ya da en azından ben öyle sandım. Çok yakın ilgi alaka gösterdi, bana en iyi hizmeti vermek üzere çok özel bir müşteri olarak hissettirdi.
  • Ben finansal meselelerden çok anlamam. Yoğun ve çok seyahatli çalışma hayatım sebebiyle de çok uzun yıllardır bir banka şubesine gitmişliğim yoktur. Hatta, Denizbank Florya Şubesi’ne ve Denizbank Büyükdere Şubesi’ne bir defa dahi adım atmamışımdır, bunların yerini dahi bilmem.
  • Çalışma hayatımın özellikle son 15-20 senesi boyunca para yatırma ve çekme işlemleri ile imzalanacak belgeler banka çalışanlarının bulunduğum yere gelmesi ile yapılmıştır.
  • Seçil Erzan bizzat kendisi gelip kimi zaman Florya tesislerinde herkesin içinde kimi zaman evimde toplu olarak getirdiği belgeleri bana imzalatırdı, hiç okuma ihtiyacı duymadan imzalardım.
  • Hatta, yurt dışına seyahat edeceğim zamanlarda benim Seçil Hanım ile konuşmam ya da mesajlaşmam üzerine havaalanına nakit para getirildiği dahi olmuştur. Her zaman Seçil Hanım değil başka Denizbank çalışanları da gelirdi, para getirirlerdi para götürürlerdi, bazen imza alırlardı bazen almazlardı.
  • Seçil Erzan yıllardır benim özel bankacımdı. Ben Denizbank tarafından oluşturulan güven ve Denizbank’ın bana gösterdiği kişi olduğu için Seçil Erzana özel bankacım olarak güvendim. Ben hayatım boyunca bütün ilişkilerimi güven üzerine kurdum, benim yaşantım hep böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak güvensiz yaşanmaz.
  • Bankadaki hesaplarımı zaman zaman Seçil Erzan'a, o yoksa onun yönlendirdiği bankacıya sorardım. Onlar da bankadaki ekranlarına bakarak bana varlık durumu ekranının fotoğrafını atarlardı. O dönemde tüm yazışmalarım SMS üzerindendir, birçok transfer işlemini SMS ile mesaj atarak istedim, onlar da bana SMS ile dönüş yaparlardı ve banka hesaplarımla ilgili bilgileri bazen mesajda yazarak bazen de ekran görüntüsü paylaşarak iletirlerdi.

"ERZAN'IN EN İYİ ŞUBE MÜDÜRLERİMİZDEN BİRİ OLARAK TANITTILAR"
  • Telefonla kaydettikleri sesli talimat ve onaylarım da olmuştur, bunlar yanlış hatırlamıyorsam daha çok kredilerle ilgiliydi. Nakit parayla ilgili işlemlerimi de genelde şoförüm Umut Akgöze vasıtasıyla yapardım. Umut Akgöze dışında da güvendiğim bir çok kişiyle, o an yakınımda kim varsa ona güvenerek, bu tür işlemler yapmışlığım olmuştur.
  • Hesabıma nakit yatırılacak tutarları bu şekilde gönderdiğim, nakit çekimlerimi de bu şekilde yaptığım çok olmuştur. Bu, Denizbank’a özel bir durum değil, ben geçmişte de birçok nakit çekme ve yatırma işlemini güvendiğim insanlar aracılığıyla yapmıştım, bunda bir beis görmedim çünkü banka şubesine bizzat gitmem söz konusu olmuyordu.
  • Seçil Erzan benim Denizbank hesaplarımdaki bütün işlemlerimle özel olarak ilgilenirdi. Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm, zira bankanın yönetimi ona güvenmiş onu o pozisyona getirmiş hatta bana da bizzat gelip “en iyi şube müdürlerimizden biri” demişler, ben de bunun üzerine ayrıca bir teyit yapmaya ya da sorgulamaya gerek görmedim.
  • Bana özel bankacım olarak hizmet veren Seçil Erzan, “hocam bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız heba olmasın, değerlendirelim” gibi sözler söylediğinde de ben doğal olarak bunun altında kötü bir amaç aramadım, bu durumu sorgulamadım. Sorgulamadım çünkü doğal olarak güven duyuyordum.
  • Bu tür durumlarda, “siz daha iyi bilirsiniz, öyle daha iyi olacaksa o şekilde hareket edelim, nasıl değerlendirmeyi uygun görürseniz öyle değerlendirelim” gibi sözler söyledim. Daha sonra da kendisi gerekli işlemleri yapar, onayım gereken hallerde de ya arar ya da imzamı alırdı.
  • Ben bu işlemlerin aslını hiçbir zaman özel olarak kontrol etmedim, etmem de ve hayatımda hiçbir bankada etmedim. Hesapların takibi genel itibarıyla şube müdürü olarak ondaydı, o yerinde olmadığı veya müsait olmadığında da beni uygun gördüğü diğer banka çalışanlarına yönlendirdiği olmuştur.
  • Rüya Sağır da bunlardan biridir. Şimdi anlıyorum ki Seçil Hanım’ın bana yazdığı saklama hesabına yattığını söylediği paralar, böyle bir hesaba yatmamış.
NE OLMUŞTU?

Devam eden ana davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamesinde, eski Denizbank Levent Şube Müdürü sanık Seçil Erzan'ın yüksek kâr getiren gizli fon vaadiyle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilerden para aldığı, Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği belirtiliyor.

Erzan hakkında "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor.

Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar