Şenkul'dan "milli sorun" vurgusu: Trafikteki ölümler benim gözümde artık cinayet noktasına ulaşmış vaziyette

6 Haziran 2024

Güncelleme: 7 Haziran 2024

A
A

Trafiğin milli sorun haline gelmeye başladığını vurgulayan Girne Belediye Başkanı Şenkul, çok sayıda insanın yok yere yaşamdan koparıldığını işaret ederek, "Bu benim gözümde artık cinayet noktasına ulaşmış vaziyettedir." dedi.

ZgotmplZ Samet Karakoç

Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, trafik konusu ile ilgili yasal düzenlemelerin şart olduğunu vurguladı.

Şenkul, trafiğin milli sorun haline gelmeye başladığını belirterek, "Genelde hiçbir kabahati olmadan insanların hayatına son veriliyor, bu benim gözümde artık cinayet noktasına ulaşmış vaziyettedir." dedi.

Tüm paydaşların bir bütün halinde hareket etmesi gerektiğini kaydeden Murat Şenkul, bir umutsuzluk taşımadığını ancak mevcut yapının ileriye dair umut vermediği düşüncesini de dile getirdi.

MYK Haber’in “Kıbrıs’ta Adalet Arayışı” dosyası kapsamında görüştüğü Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, soruları yanıtladı.

MERKEZİ İDARE VE YEREL YÖNETİMLERİN SORUMLULUKLARI

Soru: Trafik konusunda merkezi idare ile yerel yönetimlerin sorumluluğu nerede başlar, nerede biter?

Murat Şenkul: Yerel yönetimlerin sorumluluğu, şehir merkezlerinde fiziki anlamda, yolların ve buna bağlı olarak kaldırımların, yaya geçitlerinin standartlara uygun hale getirilmesidir en temel anlamda. Merkezi idareyse bunun hem standartlarının kontrolünü yapmak hem de şehirler arası diyeceğimiz ya da merkez ilçenin merkezinde değil de, dışarısından gelen ana arterlerin sorumluluklarına sahiptir.

Buna ek olarak tabii ki, trafik güvenliği açısından polis, polisin uygulayacağı cezai tedbirler, bunların yasaları, buna benzer yasaları hazırlamakla da yükümlü. En genel anlamda trafik bir merkezi idare sorumluluğudur fakat şehir merkezinde belediye de bunun standartlarını paylaşılır.

"7 YIL BANA GÖRE ADALETLİ BİR SÜRE DEĞİL"

Soru: Ülkedeki trafik sorununun nedenleri nedir?

Murat Şenkul: Trafik sorunundan kastımız, ülke nüfusuna göre ciddi sayıda ölümlü kazanın olması ise, bu tabii ki birçok faktörden oluşur. Bunu sadece hıza bağlayamayız, bunu sadece alıp alkole bağlayamayız, bunu sadece eğitimsizliğe bağlayamayız, bunu sadece uyuşturucuya bağlayamayız, bunu sadece ehliyet verirken çok ciddi sınavlardan geçilmemesine bağlayamayız ama tümüne bağlayabiliriz toplamında, o yüzden demek ki tüm paydaşların hem sürücü bacağında hem de standartları oluşturan yerel ve merkezi idari bacağında bir bütün halinde hareket etmesi lazım. Çünkü bu ciddi bir milli mesele, milli sorun haline gelmeye başladı, çok sayıda insanlar vefat ediyor ve suçsuz, yani işin en kötü tarafı suçu işleyen değil de, genelde hiçbir kabahati olmadan insanların hayatına son veriliyor, bu benim gözümde artık cinayet noktasına ulaşmış vaziyettedir. Bu çerçevede yasalarda düzenleme gerekmektedir, tabii işin içine hukuk bacağını, adalet bacağını, yargı bacağını da koymamız lazım.

Düşünün siz, ben alkol aldım, şehrin içerisinde 100 km hızla gidip bir insanın hayatına son verdim. 7 yıl bana göre adaletli bir süre değildir bu şartlar altında. Bu sadece benim kişisel düşüncemdir, ben yargı uzmanı değilim, avukat değilim, hukukçu hiç değilim ancak bir vatandaş, bir baba, hümanist bir insan olarak baktığımda, bir insanın yaşamına son vermenin birazcık daha ağır ve caydırıcı olması gerektiğini de söylemezsem, genel duruşumla da çok bağdaşmaz diye düşünüyorum.

"NÜFUS ARTIŞIYLA TRAFİK KÜLTÜRÜ BOZULMAYA BAŞLADI"

Soru: KKTC’de bir trafik kültürü var mı?

Murat Şenkul: Bu ülkede uzunca yıllar, bir geliş, bir gidiş olmasına rağmen trafik kültürü hakimdi. Hâlâ daha bir miktar trafik kültürümüz var. Ben bunun birazcık da eski bir İngiliz koloni bölgesi olmasından geldiğini düşünüyorum, çünkü trafik standartları anlamında dünyada bir numara İngilizler ve buranın daha önce uzunca bir süre güney ve kuzey olarak İngiliz kontrolünde olması bir kültürün zeminini oluşturdu. Yani nedir bu; çok fazla korna sesi duymazsınız hâlâ daha yaya geçidinde… Tabii ki bozulmaya başladı, yol vermeler görürsünüz veyahut da çemberlerde, kavşaklarda yol vermeler görürsünüz, araba çıkacaksa durmalar görürsünüz. Yol verdi diye çok fazla korna çalanı görmezsiniz ama ne yazık ki çok hızlı nüfus artışıyla her sektörde, her alanda olduğu gibi trafikte de çok dejenere olma durumu çok üst noktalara gelmiştir.

Sadece Girne genelinde değil, ülke genelinde de çok değişken ve çok farklı kültürlerden insanların artık hakim olduğu -ufak tefek köyler hariç- bugün Lefkoşa'da da aynı sorun var, İskele’de de aynı sorun var, Güzelyurt'ta da aynı sorun var.

Çünkü çok küçük bir coğrafya, çok merkezi bir yerde Kıbrıs, çok farklı yerlerden bir şekilde ya eğitim, ya iş veyahut da daha rahat yaşam, ulaşım sağlama açısından göç alıyor. Tüm bunların neticesinde de içerdeki zafiyet, yasadaki zafiyet, yönetimsel bozuklar sebebiyle günden güne kaosa dönüşen, kültürsüzleşen bir yapıya dönüşüyor. O yüzden trafik kültürümüz yoktur diyemem ama her geçen gün geriye doğru gittiğini, herhalde bütün vatandaşlarımız görmektedir, diye düşünüyorum.

Siz 17 santimliği kaldırım yaparsanız, adamın cipi vardır, gidip onun üzerine çıkmaya kendini hak görür, bu bir kültür sorunudur. Bu kültürsüzlükle baş etmenin yolu sadece ceza yeterli değil, fiziki engeller de konulması lazımdır.

"GİRNE BELEDİYESİ OLARAK FİZİKİ ENGELLERİ, CEZALARI ARTIRACAĞIZ AMA TEK BAŞINA BU YETMEZ..."

Soru: Girne trafiği için neler yapıyorsunuz?

Murat Şenkul: Girne’de biz miktar bölge bölge iyileştirmeyi sağlamaya başladık ama tüm bunları çok sert cezai artı fiziksel engellerle sağlamaya çalışıyoruz, Bu ne yazık ki sürdürülebilir değildir. Çünkü belediyenin sınırsız bir zabıta gücü yoktur, belediyenin sınırsız bir mali gücü de yoktur, tüm kaldırımları baştan aşağıya, demir babalar veyahut da beton, yuvarlak babalarla doldurmak gibi, ama ne yazık ki bunu yapmak zorunda bırakılıyoruz.

Biz de bundan en azından ana arterlerde, turistik bölgelerde, vatandaşın daha çok yaya kaldırımını kullandığı bölgelerde izin vermemek adına, çok daha fazla yerlerde baba konmaya başladık.

Çünkü, en azından, yayanın kaldırımda yürümesini sağlamak gibi bir yükümlülüğümüz var, çünkü çok arabalar kaldırma üzerine çıkıyor, yaya yola indiği zaman hem tehlike oluşturuyor hem de, daha da önemlisi bence, yani tabii ki insan yaşamı çok önemli, ama işte, araba var diye yola indi ve kaza olduğunda daha çok şu olay oluşuyor algılarda, yaya geçidi olmasına rağmen yürüyemiyorsun o zaman ben de bir araba alayım… Yani bu kötü trafiğe, bu çok yoğun trafiğe bir çomak da ben sokayım içgüdüsü bilmeden yayılıyor. Halbuki buraya gelen insanların birçoğu ülkesinde yürümeyi de bir ulaşım yöntemi olarak kullanıyor. Kıbrıslı çok yürümez, yani dükkanın içerisine kadar arabayla girer, kabul ettik ama burada bir yığın öğrenci var, burada bir yığın yurt dışından gelen insanlar var ki yaşamını burada sürdürüyor, çalışan var. Bu insanlar kendi ülkelerinde çok uzun süreler yürüme alışkanlığını edinmiş insanlar. Biz onları da bozuyoruz niye, çünkü gerçekten kaldırım olan yerler de dahi, anlamsız, kültürsüz yaklaşımlarla kaldırımlar işgal ediliyor.

Bu anlamda biz Girne Belediyesi olarak fiziki engelleri, cezaları artıracağız. Ama bu tek başına yeterli mi, her şeyde olduğu gibi yetmez çünkü parası olan kendince, görüyoruz, yani şu an yanlış eğitim 600-700’ler civarı bir ceza, kaldırım üzerine park etme cezası.

Yani bu parayı ben veririm park ederim kafasında gerçekten insanlar var ve buraya bunlarla birlikte yaşamak insana yani bu parası da olan bu kültürsüzlüğü de olan insanlar var ve bu gerçekten yönetmesi zor bir süreç fakat mücadelemiz devam edecektir,

Dediğim gibi umutsuzluk taşımıyorum ama bugünkü yapıda çok daha ileriye dair umudu da vermiyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar