Asya'nın babasından dava sürecine tepki! Yeni bir karot örneği neden alınır?

Haber Merkezi

6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman'da yıkılan İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler voleybol takımından Asya'nın babası Mehmet Tülek, dava süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tülek, karşı tarafın gerçeği örtbas etmeye çalıştığını savundu.

Ayrıca, Adıyaman'da bir sonraki duruşma 22 Ekim'de yapılıyor.

Tülek, depremin ardından enkaz altında kızının cansız bedenini çıkarırken oteldeki yapısal sorunları bizzat gözlemlediğini belirtti. Kolonlardaki demirlerin dayanıksız olduğunu, betonun kalitesiz olduğunu ve yasalara aykırı kaçak kat ile ikinci bir asansör yapıldığını söyledi. Otelin aslında konut projesi olarak inşa edildiğini, sonradan usulsüz bir şekilde otele dönüştürüldüğünü ifade eden Tülek, bu süreçte dönemin belediye yetkililerinin de ihmali olduğunu vurguladı.

Otel sahiplerinin, güçlü avukatlarla davayı manipüle etmeye çalıştığını iddia eden Tülek, bilirkişi raporlarına da tepki gösterdi.

Gazi Üniversitesi'nden gelen raporda, kaçak katın ve asansörün binanın yıkılmasına etkisi olmadığı yönünde değerlendirmeler yapıldığını belirten Tülek, bu tespitlerin hiçbir bilimsel analize dayanmadığını söyledi. Ayrıca, çeşitli kurumların yaptığı karot testlerinde beton kalitesinin düşük çıktığını, ancak bodrum katından alınan numunelerle gerçeğin gizlenmeye çalışıldığını iddia etti.

Tülek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkililerinin destek verdiğini ancak bu süreçte çok yorulduğunu belirterek, sorumluların olası kast ile cezalandırılmasını talep etti. "Artık adalet yerini bulsun, kızımın mezarında başım dik bir şekilde yas tutayım" dedi.

Asya'nın babası Mehmet Tülek'in açıklamasının tamamı şöyle:

"Biz çocuklarımızın katillerini biliyoruz, cinayeti gördük ve uzman kişilere hazırlattığımız raporlarla da bunu kanıtlayıp mahkemeye sunduk. Ama katiller ve paralı askerleri mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor ve sanırım bunu başarıyorlar.

İşte bizim hikayemiz özetle bu şekilde.

Ben kızımın cansız bedenini enkazdan çıkartırken, bir hafta boyunca kendi gözlerimle gördüm her şeyi. Kendi ellerimle parçalayabildiğim kolonları gördüm, parçaladığım kolonlardaki kaynaklı nervürsüz demirleri, normalin kat kat üzerindeki etriye mesafelerini, kaldırıp atmakta zorlandığım dere çakıllarını gördüm. Kum yığını olan enkazın üzerinde öylece duran kaçak katın devasa betonarme damını gördüm.

Projeden bağımsız sonradan kat zeminleri yırtılarak yapılan ikinci asansörü de gördüm. Sonrasında belgeleri raporları inceleyince, karkası bitmiş şekilde beş yıldan fazla beklemiş binanın yasalara göre geçerliliğini kaybetmiş konut projesinin yeniden yeni yönetmeliklere göre yapılması gerekirken, aynı şekliyle projesiz otele dönüştüğünü ve bu usulsüzlüğü zamanın sorumlu belediye personelleriyle el ele yaptıklarını gördüm. Ve biz bu gördüklerimizin hepsini alanlarında uzman profesörlere inceletip raporlaştırıp sunduk mahkemeye.

Katiller ne yaptı peki?

Paralı avukat ordusu tuttular önce, onları temize çıkaracağına inandıkları yalan senaryoları hazırlayıp uygulamaya sokabilecek karakterde birileriydi tabi ki bu kişiler. Avukatlarının yazdığı senaryoyu oynayan katilleri izledik önce mahkemede. Mahkeme başkanına ben papağan mıyım ki aynı şeyleri söyleyip duracağım diyen züppe oğullarını da gördük. Çocuklarımızı ve öğretmen arkadaşlarımızı otel sahibi olarak karşılamasına rağmen otelle hiç bir bağı olmadığını söyleyen yalancı oğlunu da gördük. Üç kuruşa satılmış gözümüzün önünde yalan söyleyen şeref yoksunu yalancı şahitleri de gördük. Kayıplarımızın acısını kendine malzeme yapan, iki ülke ilişkilerini yıpratmaya çalışan provokatör avukatları gördük. Bu tiyatro yetmezmiş gibi Gazi Üniversitesi bilir kişi(daha doğrusu bilir ama bilmezden gelir kişi) raporu çıktı sonra, karşımızdaki katillerin akademisyen geçinen bazı kişileri de yanlarına çekebileceklerini öğrendik bu raporda. Bu rapordan kısaca bir iki alıntı yapayım. Bina ilk depremde kum yığınına dönmesine rağmen (Ben ikinci deprem olduğunda enkazın üzerindeydim onun için biliyorum.), bu rapor meydana gelen iki deprem sonucu binanın yıkıldığı ile başlıyor. Ayrıntılı analiz ve değerlendirmeler olmamasına rağmen kaçak kat ve kaçak asansörün yıkıma etkisi yoktur diyerek devam ediyor.

Bu raporu hazırlayanlara sesleniyorum, analiz ve değerlendirme yapmadan kendi bir tarafınızdan çıkartıp yıkıma etkisi yoktur dediğiniz kaçak katın devasa betonarme damı yüzünden ben kızıma üç gün daha geç ulaşabildim bunu biliyor muydunuz ya da umurunuzda mıydı?

''YENİ KAROT ÖRNEĞİ NEDEN ALINIYOR?''

Şimdi ise yeni bir bilir kişi raporu çıkıyor, umarım bizim kendi gözlerimiz ile gördüğümüz raporlarla desteklediğimiz gerçekleri bu raporda görebiliriz. İnşallah yanılıyorumdur ama ne yazık ki son gelişmeler hiç öyle görünmüyor.

İnşaat mühendisleri odasının, Karadeniz Teknik Üniversitesinin ve iki defa savcılığın, toplamda dört farklı karot testinin sonuçlarının hepsinde beton kalitesinin düşük çıkmasına rağmen.

Neden enkazı kaldırılmış binanın tek sağlam kalan yeri olan bodrumdan birilerinin yönlendirmesi ile karot örneği alınmıştır. Bu binanın çöken yeri bodrumu mu yoksa  çocuklarımızın üzerine yıkılan diğer dokuz katı mı?

Biz enkazın ilk anından mahkeme salonlarına kadar, cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, siyasi liderleri, vekilleri, bürokratları, askeri, sivil savunması, gönüllüleri kısacası ĶKTC halkı olarak hep beraber mücadele ettik ve de bundan sonrada mücadelemize devam edeceğiz ama ben artık çok yoruldum. 

Hepimiz biliyoruz bu vicdansızların açgözlülüğü yüzünden çocuklarımızın öldüğünü. Ve benim gibi siz de biliyorsunuz bu katillerin kimler olduğunu. Verin artık cezalarını olası kastla da ben de kendi halimde yasımı tutayım, kızımın kabrinde başım dik durayım.''