İsmail Safa kimdir?

Merhum İsmail Safa, 1918’de Mutluyaka köyünde dünyaya geldi. Safa, Güzelyurt Maarif Öğretmen Koleji’ni bitirdikten sonra Kıbrıs’ta çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı ve 1944’de Lefkoşa’nın köklü ailelerinden birinin kızı olan Vedia Ali ile hayatını birleştirdi.

Merhum İsmail Safa, 1949 yılına kadar yaptığı öğretmenlikten ayrılarak Sosyal Yardım Daire’sinde görev yapmaya başladı. 1953 yılında Baf’taki deprem sırasında köy köy dolaşarak, yaraların sarılmasında büyük rol oynadı. Çalışmaları İngiltere Kraliçesi II'nci Elizabeth tarafından "Üstün Hizmet Madalyası" ile ödüllendirildi. Futbol tutkunu olan Safa, 1958-1960 yılları arasında Yenicami Spor Kulübü’ne yönetim kurulu üyesi ve asbaşkan olarak, 1960-1962 sezonunda da Başkan olarak hizmet verdi.

ESKİ BİR MÜCAHİT

İsmail Safa 1959-63 yılları arasında aktif olarak Türk Mukavemet Teşkilatı’nda çeşitli görevler yaptı. 1963 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Sosyal Servis Ataşesi olarak Londra’daki Yüksek Komiserlik görevine atandı. Bu görevinden ayrıldıktan sonra Southwark Belediye Sosyal Yardım Servisi’nde göreve başladı. Güney Londra ‘da yaşayan Türklerin sorunlarıyla ilgili 20 yıl boyunca çalıştı ve onların yardımlarına koştu. 1983 yılında emekli olan İsmail Safa, 17 Mayıs 2004 yılında Londra’da vefat etti.
Gerek Kıbrıs gerek Londra Türk toplumunun sorunları ve Kıbrıs Türk davasına verdiği emekle tanınan Kıbrıs sevdalısı İsmail Safa, merhum mali müşavir Zeren Safa ve iş insanı Ali Özmen Safa ile Nazik Hakkı’nın babasıydı. İsmail Safa’nın altı torunu bulunuyor.”

OĞLU ALİ ÖZMEN SAFA, İSMAİL SAFA'YI ANLATTI

Merhum İsmail Safa'nın ikinci çocuğu, iş insanı Ali Özmen Safa, babasının yaşam öyküsü ile ilgili MYK'ya şunları anlattı:

"Babamın anne (Hacı Söğüda Süleyman) tarafı Kavalalı Mehmet Ali Paşa ailesinden gelir. 1450'lere uzanır. Aile İstanbul'un fethinden sonra Karaman'a taşındı. Karaman'dan daha sonra Kıbrıs'a geldiler. Mutluyaka (Istillos) yerleştiler. Kıbrıs'ın fethinden (1571) önce Kıbrıs'a gelen ilk ailelerdendi. Şu anda Mutluyaka'daki ilk caminin yapılışı büyük dedemiz yaptırmıştı, mezarı da oradadır. Ancak şu anda yeri bilinmiyor. 

Babamın annesi Hacı Söğüda Süleyman ebelik yapardı, eğitimi oydu. Ailesinin büyük çiftlikleri vardı, varlıklılardı. Çok sayıda insanlara yardım ederlerdi. Babamın babası, dedem genç yaşta vefat etti. Okumuş biriydi. 

1950'lerde Rumlarla yaşanan sorunlar nedeniyle Mutluyaka'daki Türkler ayrılıp, Sinde'ye gittiler. Babam, babasını çok küçük yaşta yitirdi. İlkokulu Mutluyaka'da okudu. Lefkoşa Lisesi'nde öğrenimine devam etti. Her gün Lefkoşa'ya gidip gelirdi. Ardından Öğretmen Okulu'nu bitirdi. Öğretmen olmasının ardından abisi yani amcam Süleyman Kadri, annemin kardeşiyle, teyzem evlendi. Yani amcam ile de teyzem evlendi.

Daha sonra annemle babam evlendi. Annem o dönemde Mağusa bölgesindeki Çınarlı'da öğretmendi. Babam daha sonra Çınarlı'ya atanmıştı. Orada tanışıp evlendiler. 1945'te ilk kardeşim Zeren Safa doğdu. 1947'de ben doğdum. 1950'lerde babam İngiliz Sömürge İdaresi'ne bağlı Sosyal Yardım Dairesi'nde çalışmaya başladı ve Baf'a müdür olarak tayin edildi. Kız kardeşim de Baf'ta doğdu.

O dönemde Baf'ta deprem olmuştu. Babama katkıları nedeniyle İngiliz hükümeti tarafından madalya verilmişti. Daha sonra iki yıl Larnaka, 5 sene de Lefke'de kaldık. Buradan 6 ay eğitim için İngiltere'ye gitti, döndükten sonra bu kez Lefkoşa'da Sosyal Yardım Dairesi'nde müdür muavini olarak görevine devam etti. 

1959-60 yılında Yenicami Futbol Kulübü'ne başkan oldu, en güçlü zamanlarını yaşamıştı o dönemde kulüp. Yenicami Kulübü Başkanı iken Türk Mukavemet Teşkilatı'nda (TMT) büyük vazifesi vardı. Bu arada Türkiye'ye gidip geliyorlardı. Maç için diye gidiyorlar ama amaç orada eğitimdi. Zaman zaman balıkçı gemileriyle geliyordu geriye ve silah getiriyordu. Bizim Köşklüçiftlik'teki evimiz TMT'nin silah depolarından biriydi. 

1963'te Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Sosyal Servis Ataşesi olarak Londra'ya gitti. 63 Aralık'taki çatışmalar çıktıktan sonra Rumlar babamın TMT'den olduğunu öğrendi ve Kıbrıs'a geri çağrıldı. Rahmetli Rauf Raif Denktaş da babama, 'Sakın Kıbrıs'a gelme, seni konuşturmak için tutuklayacaklar.' dedi.  Babam bunun üzerine dönmedi. 1964'te işini kaybetti. Kıbrıs'a da gelemedi. İngiltere'de Southwark Belediye Sosyal Yardım Servisi’nde göreve başladı. Rumcası da olduğu için Londra'da yaşayan hem Türklere hem Rumlara hizmet verdi. Emekli olana kadar bu işine devam etti.

1970'te Safa olarak ilk ben gelmiştim Kıbrıs'a. O dönem bir havalimanı vardı ve Safa ismi nedeniyle beni tutukladılar. Aile ve siyasilerin yardımıyla bırakılmıştım. Görüldü ki, babam gelecek olsaydı Rumlar kendisini tutuklayacaktı. Babamın adaya ilk gelişi 1974'teki harekatın ardından oldu. Üç evladı İngiltere'de olduğu için ilerleyen dönemde de orada yaşadı.

2004'te babamı kaybettik. Babamın Kıbrıs sevgisini bildiğim için kendisini buraya defnettik. 2006'da da Safa Camisi'ni yaptırdım. İskele'de devletin ismini koyduğu Safaköy var. Tepe üzerine konutlar inşa ederek bir köy yaptım ve adı İskele Belediyesi'nce Safaköy olarak konuldu. Şahıs olarak babama nasip oldu; hem adına bir cami, hem de köy var. "

*Fotoğraflar, Ali Özmen Safa Arşivi.