"Cypfruvex narenciye üreticisini perişan etti"

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Cypfruvex yönetiminin icraatlarını eleştirerek, "Cypfruvex'i kimler yönetiyor? Cypfruvex'te yönetici veya yönetim kurulu veya yönetim kurulu başkanı var mı? Varsa nerede?" diye sordu

Yaptığı yazılı açıklamada, Cypfruvex’in koca bir yılı heba, üreticiyi de perişan ettiğini ileri süren Alioğlu, narenciye hasat sezonu başında açıklanması gereken, greyfurt, limon, yafa, washington ürün fiyatlarının açıklanmadığını ve üreticinin sorularının da yanıtlanmadığını savundu.

Alioğlu, bu ürünler kesildikten sonra bile fiyatın açıklanmadığını, ürün bedellerinin de ödenmediğini belirterek, king, mandora mandalin ürünü hasatı başladığında da üreticiye en az fiyatı vermek için üreticiyle günlerce tartışıldığını savundu.

"PAKETLEMEYE SIKMA FİYATI"

Alioğlu, 5 bin ton king ve mandora mandalinin paketleme yapılacağını, üreticiye 12 bin - 13 bin TL’den fiyat vereceğinin söylendiğini, ancak bunun sonradan inkar edilerek, tarihte ilk kez sıkma fiyatına 9 bin TL’den king ve mandora mandalin paketlendiğini söyledi.

"ÜRETİCİ PAKETLEME BEKLERKEN, ÜRÜNÜ KONSANTRE TESİSİNE VERMESİ İSTENDİ"

Gününde alınmayan kararlar neticesinde, değerinde satılması gereken Valencia portakalın, paketleme için Cypfruvex tarafından değerlendirilmek üzere sıra beklerken, üreticilerin paketleme tesisinin kapandığını ve ürünlerini konsantre tesisine vermeleri gerektiği haberiyle şoke olduğunu anlatan Alioğlu, "Ürününü satamayan üretici, paketleme tesisini kapattınız diye şimdi ne yapsın?" diye sordu.

Alioğlu, açıklamasının devamında, mart ayında ülkede bölgesel olarak yaşanan soğuk zararının kat kat fazlasının Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşandığını, Türkiye'de narenciye adına sağlam bir tek meyvenin kalmadığı bu yılda Cypfruvex'in "alınacak ürün kalmadı" bahanesiyle paketleme tesisini durdurmasının kabul edilemez ve düşündürücü olduğunu belirtti.

Cypfruvex yönetim kurulu ve başkanının, paketleme tesisinin kapatıldığı ve paketlemeye ürün alınmadığı söylemi ile üreticiyi çaresiz bıraktığını belirten Alioğlu, "Narenciye üreticisinin alın terine ve emeğine hiçbir şekilde itibar etmeyen, üreticinin sesine kulak vermeyen keyfi uygulamalar ile bir kurum yönetilmez." dedi.