Ramazan özel: Çalışma ve helal kazancın önemi 

İnsan hayatını kazanabilmesi ve rızkını temin için çalışması gerekmektedir. Çalışıp gayret edenler hem kendilerinin rızkını kazanır hem de çalışma imkânı olmayan güçsüz kişilerin yaşamları için gerekli geçim imkanlarını ortaya koyar. Böylece de başkalarına muhtaç duruma düşmez. Yüce dinimiz İslam, çalışıp kazanmaya büyük önem vermiş, gücü kuvveti varken başkalarına yük olmayı da hoş görmemiştir. Bu konuda istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy: “kim kazanmazsa bir ekmek parası, dostunun yüz karası düşmanın maskarası” dizeleri ile çalışmanın insan hayatında önemine vurgu yapmıştır. 

Kur’an-ı Kerimde Allah-u Teala “Bilinsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur ve çalışmasının neticesi de ileride görülecektir” buyurarak çalışmaya teşvik etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’de: “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allah’ın nebisi Davud (a.s) da kendi elinin emeğinden yerdi” buyurarak çalışmanın önemine değinmiştir. Öyleyse bizler elimizden geldiğince çalışıp hem kendimizi geliştirmeli, yeni iş alanları ortaya çıkarmalı, hem de geçimimizi sağlayıp, ailemizi çoluk çocuğumuzu kimseye muhtaç hale düşürmemeliyiz. Böylece hiç kimseye el açmamalıyız. 

Hadis-i Şerifte geçen şu olay bize ışık tutmaktadır. “Ensardan bir sahabi Peygambere gelip kendisinden dilendi. Peygamber efendimiz o kişiye: “Evinde bir şey yok mudur? Diye sordu. Adam: Evet bir hasır ve bir de su kabımız vardır. dedi. Resulullah: “Git onları bana getir” dedi. Onları getirince iki dirheme satıp, dirhemleri de adama vererek dedi ki: “Bir dirhemle çocuklarına yiyecek al, diğer dirhemle de bir balta satın al ve bana getir.” Adam baltayı getirince peygamber baltaya bir sap taktıktan sonra adama: “Al götür onunla odun kes sat, geçimini sağla, seni on beş güne kadar görmeyeyim.” buyurdu. 

Adam da gidip odunculuk yapmaya başladı ve peygamberin yanına on dirhem kazanmış olarak döndü. Peygamber efendimiz adama “Bu senin için, yüzünde dilencilik lekesi olduğu halde yanımıza gelmekten daha iyidir.” (İbn Mace, Ticaret, 282) buyurdu. 

Elbette çalışmak ve rızık temini çok önemlidir. Ancak kazanılan şeylerin meşru ve helal olması da gerekmektedir. Müslüman çalışırken kazancına haram bulaştırmamalı, hırsızlık, haksızlık, dolandırıcılık, rüşvet, gasp gibi yollara asla tevessül etmemelidir. Çok kazanma hırsına kapılıp alın teri ile kazandığı tertemiz kazancını harama bulaştırmamalıdır. Yoksa bu kazanç onun için bir ziyandan başka bir şey olmaz. 

Çalışma denilince, tek yönlü bir çalışmadan bahsedemeyiz. Günümüzde birçok iş beden gücü ile değil zihni çaba ve gayretle yapılmaktadır. Öyleyse çalışma ve helal kazanç dediğimiz şeyi kişinin emek vererek çabalaması olarak görebiliriz. Çalışmanın bir diğer boyutu da kişinin ahiretini ilgilendiren hususlarda gayret göstermesidir. Zira hayat sadece bu dünyaya ait çabalardan ibaret değildir. Ahiret hayatımız için de en az bu dünya için çalıştığımız kadar emek sarf etmeliyiz. Müslüman iki cihan için çalışıp, ahiretini de bu dünyada kazanan bahtiyar insandır. Ömrünüzün bereketli kazancınızın bol ve helalinden olması dileklerimle hayırlı ramazanlar…     

Bir Ayet 

“Göklerde ve yerde olanlar hep O’na aittir. Onun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet hususunda ne büyüklenirler ne de yorulurlar.” 

Bir Hadis 

“Sabah veya akşam camiye giden kimseye, her gidişi için Allah cennette bir ikram hazırla(tı)r.”