Ramazan özel: Nimetlere Şükür

Doğumumuzdan ölüme kadar birçok nimete kavuşuruz. Bu nimetlerin bazen farkında bile olmayabiliriz. İçtiğimiz su, aldığımız nefes, rahatça yürüyüp gezip dolaşmamız, maskesiz dolaşıp baharın türlü çiçek kokularını huzurla teneffüs etmemiz bunlara örnek olarak verilebilir. Bunların ne kadar büyük nimetler olduğunu bir gün kaybediverirsek anlamış oluruz. Ama o zaman da çoğunlukla iş işten geçmiş olur. Bunların birer nimet olduğunu kavrayıp şükredebilirsek o zaman kazanan kişiler olmuş oluruz.  

Kavuştuğumuz nimetler farklı şekillerde karşımıza çıkar. Bunlar bazen vasıtasız olarak bize ulaşır bazen de birilerinin vasıtası ile ulaşmış olur. Öncelikle kavuştuğumuz nimetler, Allah’ın bir lütfudur. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde “Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya çalışsanız sayamazsınız” buyurarak nimetlerinin sınırsız olduğunu bizlere haber verir. Allah-u Teala bunca nimeti lütfediyorsa kul olarak bize düşen en önemli sorumluluk nimetlere şükretmektir. Eğer şükredersek nimetler daha da ziyadeleşecek, belki aklımızdan dahi geçirmediğimiz nice nimetlere kavuşmuş olacağız. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde “Eğer şükrederseniz nimetimi artırırım, eğer nankörlük ederseniz biliniz ki azabım çok şiddetlidir” buyurarak verdiği nimetlere şükretmemizin bir kulluk borcu olduğunu bizlere haber vermektedir.  

Peki nimetlere şükür nasıl olmalıdır. Öncelikle bu nimetin sahibini bilip tanıyıp, ona şükretmek, teşekkür etmekle olur. Ancak sadece dil ile söylemekle her zaman şükür-teşekkür yerine gelmiş olmaz. Allah’ın verdiği nimetlere hem dil ile şükredilmeli hem onun emir ve yasaklarına uyarak şükredilmeli, hem de o nimetin cinsine göre bazı durumlarda nimet cinsinden ve başkaları ile paylaşmakla yerine getirilir.    

Allah’ın nimetleri yanında birçok kişiden de iyilikler görür onlara teşekkür ederiz. Bu teşekkürü de hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Hz. Peygamber (s.a.v) “İnsanlara teşekkür etmeyen Allaha şükretmiş olmaz” buyurarak teşekkürü ihmal etmemeliyiz. İnsanlar içinde de kendisine en çok teşekkür etmemiz gerekenler, Allah-u Teala’dan sonra üzerimizde en çok hak sahibi olan, dünyaya gelmemize vesile olan, bize kol kanat gerip karşılıksız sayamayacağımız kadar fedakarlıkta bulunan saygı değer anne ve babalarımızdır.  

Onlara olan teşekkürümüz de sağlıklarında onlara saygı ve hürmette kusur etmemek, istek ve ihtiyaçlarını bütün gönlümüzle yerine getirmek, eğer vefat etmişlerse dualarımızla, akraba ve dostlarını ziyaretle, onlar için hayır hasenat yaparak şeklinde olmalıdır. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde “Biz insana anne babasıyla ilgili öğütler verdik. Annesi, güçten kuvvetten düşerek onu karnında taşımıştır; çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bunun için (ey insan), hem bana hem de anne babana minnet duymalısın; sonunda dönüş yalnız banadır” buyurmakla bize bu konudaki görevimizi hatırlatmaktadır. Bizler eşimize ailemize, akraba ve komşularımıza teşekkür etmekle ve şükretmekle kendimizden başlayan bir sevgi yumağı oluşturmaktayız. Hayırlı ramazanlar… 

Bir Ayet 

“Lokman oğluna öğüt verirken şöyle dedi: Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır.”  

Bir Hadis 

“Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Kötülük işlersen hemen ardından bir iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla güzel geçin”